Klimanın Yandan Yemişi: Havalandırmalar!

Yok yani sürekli otobüse bindiğim de yok ama geçenlerde mini cooper’ımı bakıma bırakınca mecburen o kötü kokan, tıklım tıkış ve sıcaktan cayır cayır yanan özel halk otobüslerine binmek zorunda kaldım. Efendim? ha evet, benim arabam yoktu, mini cooper kısmı uydurmaydı 😀 konumuz; klimalı otobüste klima açmayan ya cimri (kendi otobüsüyse) ya da işgüzar (otobüs kendisinin değil ama şey olmasın diye açmayan) şoförler..

klima açmayan şoförlerkliması yerine havalandırması açıldığı için yanıyor haliyle otobüsler. (bilmeyenler için.. havalandırma sadece dışarıdaki havayı içeri veren bir sistem.. dolayısıyla sıcakta sıcak, soğukta soğuk hava üfler otobüs içerisine..) elimde de koca bir kutu yaş pasta var, eşime sürpriz yapacağım ta annemlerin semtten bizim semte taşıma yapıyorum 40 derece sıcakta. bizim orda pastalar pahalı olduğundan değil :p ben resimli mesimli şık bişi yaptırdım bizim orda böylesini yapmıyorlardı.. Pastahanedeki kız diyor: “bu pasta erir oraya kadar”, ben diyorum ki; “yiyecek olanlar düşünsün, ben onlara söyledim burdan al dediler”. Halbuki biz yiyeceğiz pastayı da, karizmayı çizdirmemek için var olmayan birilerine atıyorum suçu :p Ne macera ama di mi :p asıl konu şuydu..

hangi belediye ya da halk otobüsüne bindiysem 1-2 dk klima çalıştırılıyorsa sonra millet dalınca havalandırmaya geçiyor şoför efendiler klimayı kapatıp. Büyük ihtimal otobüs kendilerinin ve tasarruf ediyor şemsi paşa pasajında sesi büzüşesiceler! Malum klima mazotu harcıyormuş ya.. Bana mı öyle geliyor acaba diyordum ama benden başka kimseler de tepki gösterince şoföre o gün, anladım uzun zamandır doğru düşündüğümü. Üstelik toplu taşıma araçlarında klima açmamanın cezası bile var yanlış bilmiyorsam.. Denetleme olmayınca vatandaş da haliyle mağdur.

Bu arada bu dediğim sadece belediye ve halk otobüslerinde olmuyor. Ay başı gibi memlekete gittim ailemle, Ulusoy gibi bir firmada dahi karşılaştığım bir durum! Adam 2 dk klima, 2 saat havalandırma açtı ve biz vıcık vıcık yolculuk ettik 8 saat!

Nitekim, hile hurda (hile hud’a) her yerde.. İnsanlar müslüman da olsa, müslüman olduğu söylenen bir ülkede de yaşıyor olsak.. nerde, kimi kandırsam da iki kuruş yanıma kar kalsa derdinde birileri.. Hal böyle olunca başımızdan belalar da eksik olmaz tabi..

Çocuğumu nasıl mutlu ederim? Çocukları mutlu etmenin yolları

Ayşegül köyde 🙂 Minik prensesim daha doğmadan şiş göbeğimden doğru kısmi de olsa Türkiye’yi gezerek daha o zamanlardan gelecekte bir gezgin olacağının sinyallerini verir gibiydi adeta. Hatta o günlerde de böyle bir geyik döner dururdu aile eşrafı fertlerimiz arasında.
Yavru kuşum doğalı yine geziyor şehir şehir, eskisi kadar çok gezen bir aile değiliz babamızın iş yoğunluğundan dolayı, ancak; ben fırsat buldukça kızımı alıp kaçıyorum bir yerlere babamızın müsaadesiyle.
Şu sıra köy gezintisindeyiz. Annemin köyüne geldik ve burada hiç ummadığım kadar güzel günler geçiriyorum kızımla. Şehrin keşmekeşi, gürültüsü ve beton yığınlarının yarattığı bunalım halinden en iyi böylesi doğayla iç içe mekanlar kurtarabiliyor insanı. Yanınızda “hepsi olmasa da” sevdiklerinizin de olması tadına tat katıyor bu huzur ve sükunet haleti ruhiyesine..


Çocuğumu nasıl mutlu ederim, Çocukları mutlu etmenin yollarını arayanlar buraya dikkat

Kızımla güzel günler yaşıyorum, çünkü; onu doğduğundan beri ilk kez bu kadar yeşil ve gerçekten “doğa”nın olduğu bir yere getirdim. Tamam Antalya şah inn paradise tatil köyü ve Tekirdağ Şarköy yazlık gezilerimizde de kızım doğa gördü ama burada çam ormanıyla, dağıyla, süt sağılan ineğiyle, yumurta veren tavuğuyla, koruyucu kangal köpeğiyle vs vs vs güzellikleriyle harbi harbi doğuştan güzel bir doğa mevcut 🙂
Köpekler ve kediler burda dost, beraber aynı kaptan yemek yiyorlar, hatta yan yana yatanı bile var 🙂 kızım hayvanlara o kadar düşkün ki; yarım öküz büyüklüğündeki kangal köpeği ile dost oldu :))) evdeki sallanan atıyla karıştırmış olmalı ki; dayımın çoban köpeğinin de üstüne bindi oyun manyağı yavrum. Çocuk burada daha da bir dillendi, keyiflendi. Neşesi arttı..
Demem o ki; çocuklarınız ya da tek bir kuzunuz evde mutsuzsa; topraktan gelen insanoğlunu en mutlu edecek şeyin yine toprak yani doğa ve doğadaki canlılar olduğunu hatırlayın ve yavrunuzu tüm manyetik alanlardan ve hormonlu gıdalardan uzaklaştırıp böyle yerlere götürün 😉

huzur

İstanbul seyahatin mercedes premier 2+1 otobüsleri nasıl?

Artısı ile eksisi ile İstanbul seyahatin mercedes premier 2+1 otobüsleri nasıl kısaca izah etmeye çalışacağım.

Koltuklar adeta vip uçak koltuğu gibi geniş ve diğer otobüs koltuklarından konforlu (vip uçak koltukları kadar konforlu değil tabi) premier serisi otobüslerin bence en büyük artısı bu ve koltuklarda elektrik prizi olması.

Koltuk arkalarında kişiye özel tabletler var. Ancak tabletlerde öyle söylenildiği gibi sınırsız internet filan yok 🙂 Araç içi internet dahi yok, ki tabletlerde internet olsun. İlerde de geleceğinden umutlu değilim açıkçası çünkü yolcuların memnuniyetine fazla önem vermiyorlar. Verseler tüm otobüs yolcularının sitem edeceği kadar aşırı açmazlar klimaları. Klimalar açılınca aşırı soğuk ayarda açılıyor, asla ortada çalıştırılmıyor ve kısmak akıllarına gelmiyor sanırım ki; şikayet edilince de birden kapatılıyor, bu da çarpıyor insanı. Kızım kustu bu yüzden benim de boynum tutuldu ve midem bozuldu. Koltuklardaki tabletlerde az sayıda film, tv kanalı izlenebiliyor, oyun oynanabiliyor. Yüklü mp3ler ile müzik de dinlenebiliyor. Usb girişi var ve telefon da şarj edilebiliyor.

Araç içi “açık büfe” (!) ikramlıklar sadece bir dilim kek ya da küçük bir paket peynirli büsküvi kraker ile bir bardak meyve suyu ya da çay/ 3ü bir arada nescafe. Kısacası açık büfe filan yok 🙂 araç içi sınırsız internet, wifi ve açık büfe düzmecesi koca bir YALAN!

20140626-153833-56313829.jpg