Yanlış Anladınız…

Hani olur ya çoğu kez karşılaşırız bizim anlattığımız şey aslında karşı tarafın anladığı şey değildir ya da anlattığımız şeyi karşı taraf kendi ön yargılarına göre yorumlamıştır filan. Ya da biz birşeyi çok iyi anlatıyormuş gibi ahkam kesip dururuz ama aslında anlattığımız şeyi toplasanız bir teneke değeri yoktur, anlatmak istediğimiz konuyla alakasızdır. Zeka, akıl, idrak, güzel konuşmak vs. vs. vs. insanlarda çeşitli oranlarda mevcut… İnsanlar eşit değildir bu açıdan. “sen ne kadar bilirsen bil anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır” der Mevlana hz… Dolayısıyla da yanlış ifade, yanlış anlama ve yanlış algılama hep yaşandı ve yaşanacak.. İşte bunun en az 9 olasılığı varmış..

Düşündüğünüz,
Söylemek istediğiniz,
Söylediğinizi sandığınız,
Söylediğiniz,
Karşınızdakinin duymak istediği,
Duyduğu,
Anlamak istediği,
Anladığını sandığı,
Anladığı,
Arasında farklar vardır..

Dolayısıyla insanların birbirini yanlış
anlaması için en az 9 ihtimal var..

Tenini Değil, Gönlünü Besle..

Öyle birini bulun ki; huzur
Size içten bir şekilde güzel olduğunuzu söyleyen;
Suratına kapadığınızda sizi geri arayan;
Sizin uykuya dalmanızı seyretmek için uyumayan;
Sizi alnınızdan öpen;
Size en zor anlarınızda bulutların üstüne çıkarmak isteyen;
Arkadaşlarının önünde elinizi tutan…

Öyle birini bekleyin ki;
Size durmadan size sahip olduğu için kendini şanslı saydığını veya ne kadar önemsediğini hatırlatan;
Arkadaşlarına dönüp ‘aradığım o…’ diyen…

Tenini besleyip geliştirmeye bakma, çünkü o sonunda toprağa verilecek bir kurbandır. Sen gönlünü beslemeye bak! Yücelere gidecek, şereflenecek olan odur.

MEVLANA CELALEDDİN RUMİ (K.S)

(Bu sözler gerçek mutluluğu ve gerçek aşkı arayanlara gelsin.. Bunlar yoksa ne aşk vardır ne mutluluk..  Kendi(m)nizi kandırmay(alım)ın..)