Yaklaşmayın Kanki Canavarı Var!

Erkeklerle kızların “arkadaş” olması ya da bir değişik ifadeyle “kanki” olması size ne kadar “doğru” ya da bir diğer ifadeyle “gerçek” geliyor bilmiyorum ama ben bir erkekle bir kızın “uzun vadede” asla “kanki” kalamayacağını düşünenlerdenim.

Bir söz vardır bilmem bilir misiniz “bugün bacım yarın ihtiyacım”.. Evet kaba bir söz mü? Kesinlikle öyle. Ama gerçekler kabadır bazen.

Şimdiye kadar kaç 1 dişi ve 1 erkekten oluşan “kanki” takımı gördüysem, hepsinde mutlaka bir parça ya kızın ya da erkeğin diğerine ilgi duyduğunu görmüşümdür. (Benim gördüklerim böyle değil demeyin o halde siz kusura bakmayın ama hiç objektif ve analizci gözle bakamıyorsunuz demektir. ) Ve bu yüzden uzun yıllar “kanki” kaldıklarını da görmüşümdür. Kızın ya da erkeğin evli, nişanlı, sözlü vs. olması ise onlar için hiç bir şey ifade etmemiştir çünkü onlar “kanki”. Bahanesi bol albeni gibi ilişki. Negzel. Nasılsa kanki “götüüüürrr!” 🙂 Bahaneyle sarıl, mıncıkla.. Herşey mübah. Nasıl olsa siz sadece arkadaşsınız tosunum..

Örnek1.. Şenay.. Bu kızla aynı yerde çalışıyorduk, Bakırköy’de özel bir şirketin orta düzey yöneticilerinden biri idi. Aramız iyi sayılırdı çünkü o zamanlar gördüğüm gerçekleri konuşma ve rahatımı bozma yanlısı biri olmadığımdan çenemi tutmakta iyi sayılırdım. Sanırım şuan buraya yazdıklarımı kendisiyle konuşsam daha farklı olurdu ilişkimiz 🙂 Çünkü “kankisi” olan genç kızların -ya da erkeklerin- benim bu düşüncelerimden pek de hoşlanacağını sanmıyorum. İşlerine gelmezdi yani. O kadar güzel kullanıyordu ki “kankilerini” bu kız, “yaaa bu erkekler harbi aptal” diyecek aşamaya geliyordunuz. Neden kullandırıyor erkek kendini? Belki bir gün o da “kankisini” kullanır. Umut dünyası işte 🙂 Böyle umut ede ede yaşar ve ölürler bu kankiler.

Örnek2.. Ahmet..Okulun en sarışın ve kırmızı suratlı çocuğuydu bu çocuk. Ve en çok kankisi olan. Kankilerinin cinsiyeti de genelde kızdı. Bu kızlardan biri de bendim (bir zamanlar bir çok kankim oldu elbet benimde) Çok enteresandır ki kankim dediği kızların boyunlarına kolunu atar ve sütyen askılarını eliyle hissetmeye çalışırdı. Sonra kankilerinin bacaklarına iç çeke çeke bakardı. Bu da ilginç bir “kanki” örneği öyle değil mi? O zamanlar işin gırgırında olduğumdan ve dinimi şimdiki kadar çok önemsemediğimden (gaflet) bu tür şeylere dikkat etmezdim, ince düşünmezdim. İçimde Allah korkusu filizlendiğinden beri böyle şeyleri anladığım an, anladığımla beraber tüm dünyaya duyururum.

Bir tane olmasındansa bir kaç tane olması ezelden ebede erkek milleti için daha makbuldür. Bu bir kaç tanenin “kanki” modunda olması sorun değildir çünkü sevgilileriyle yaptıklarının büyük bir bölümünü bu “kız arkadaşlarıyla” da rahatça yapabilmektedirler. Tabi sadece arkadaş oldukları için iki tarafında gönlü rahattır

Uyuyan biri olmak her zaman kolaydır. Uyuyanı uyandırmaya çalışanı hor görmek de öyle. Ya da gördüğünü görmemezlikten gelmek. Çünkü bu kankilik işinin içinde nefsani zevkler vardır. İnsanların nefsani zevkleri için neleri görmezlikten geldiğine inanamazsınız. Bu dediğimi ille de cinsel ilişki olarak algılamayın. Ateşle barut misali bir kız ve bir erkeğin fazla samimi olması. Ve bu samimiyet “arkadaşlık” adı altında ise, kimse kusura bakmasın ama bu tutuculuk, bağnazlık, yobazlık ve/veya önyargılı olmak değil, gerçeğin ta kendisidir. Kimse ne kendini, ne de başkalarını kandırmasın lütfen.

Boşanma Nedenlerine Bir Yenisi Daha Eklendi (E Nihayet)

Mynet’in bol imla hatalı, koca koca ve kalın puntolu haberlerini okumak bazen çin işkencesi tadı verse de, astroloji sayfasına geçiş yaparken gözüme takılan haberleri incelemekten de kendimi alamıyorum. Az önce farklı bir yazı yazmak için bloğumu açtım ve yeni bir yazı ekleye tıkladım. O sayfa açılana kadar da günlük burç yorumlarını okuyayım dedim ^-^ Mynet Ana Sayfasını açtım ve bu haberle karşılaştım. Yazacağım konum değişti bir anda :pPp Haber öyle çok çok da önemli değil, yani pek de bir haber değeri yok bana kalırsa. Ama geçenlerde sadakat üzerine bir yazı yazmaya niyetlenmiştim onu aklıma getirmesi babında yararlı oldu. Mübarek ramazan ayına girerken böyle hayırlı (-dır inşallah) bir yazı yazacağım için mutluyum ve gururluyum efendim 8) Bu arada Ramazan-ı Şerif’e de hoş geldin sefalar getirdin diyorum, hepimize hayırlar ve mutluluklar getirsin inşallah bu ay.

Bahsettiğim haberde deniliyor ki:

Yargıtay, kocasının, kadınlarla geç saatlere kadar telefon görüşmesi yaptığını, mesajlar çektiğini belirterek boşanma davası açan kadının davasının kabul edilmesi gerektiğine karar verdi.

Valla iyi etmişler, hoş etmişler de daha önceden böyle değil miymiş zaten? Değildiyse yuh diyorum daha da bir şey diyemiyorum.

Bazı insanların sadakat anlayışı çok garip. Mesela aldatmayı sadece yatakta yapılır sanıyorlar. Bunun dışında yedikleri haltlar hiç bir aldatma sebebi sayılmıyor gibi angutyo bir düşünce sistemi geliştirmişler. Sanırım aslında onlar da biliyorlar yaptıklarının aldatma olduğunu ama karşılarındakine bunun bir aldatma olmadığını ispatlamak için söyledikleri yalanlara kendileri bile inanıyorlar. Ya da daha inandırıcı olsun diye inanmış gibi görünüyorlar. Amaaaan işte ne bileyim o kadar komplike bir hayatları varki bu canlıların akıl erdirmek güç bazen. Tespitim bu yönde. Entrika, ihanet, yalanlar üzerine kurulu bir dünyaları var. Yalan rüzgarı gibi esiyorlar resmen.

Örneğin; karşı cinsle telefonla konuşmalar, el şakaları, karşılıklı kurlar, MSN’de ileri seviye sohbetler (bahsettiğim bu seviye; flört etmekten bir adım, sanal seksten de iki adım önceki seviyedir) bla bla bla filan. Mantalitemi anlamış olan yorum kısmına yeni örnekler verebilir bu anlamda yazıyı örneklerle doldurmaya lüzum görmüyorum.

Sadakat denen şey aslında uygulaması hem çok basit, hem de çok zor bir kavram galiba. Bu asil kavram; göreceli olmasa da, tek bir anlam içerse de, işine gelmediği her an “minareyi kılıfına göre uyduran” insanların elinde ezik bir oyuncağa dönmüş durumda artık. Bu kavrama kafalarına göre bir anlam yükleyip yaşıyorlar kısacası. Sadakatli olmak ya da olmamak… Bu ince bir çizgidir bana kalırsa. Dürüst ve bağlılıktan az buçuk çakan, sevgili ile arkadaşa nasıl davranmasını gerektiğini iyi bilen -sınırı asla aşmayan / aştırmayan- bir insansanız basittir sizin için sadakatli olmak. Ama yıllarca karşı cinsten bir sürü arkadaşınız olmuş, bu arkadaşlarınızla sevgilinizle konuştuğunuz /şakalaştığınız gibi vs. aynı şekilde iletişime devam etmişseniz (bu durumda aynı anda bir çok flört söz konusu farkında olunmasa bile!) ve işin daha da beteri o arkadaşlarınız yüzünden sevgilinize muhtelif çeşitlerde yalanlar söylemişseniz, o zaman hiç kusura bakmayın üzgünüm ama sadakatli olmak konusunda bihaber olduğunuzdan dolayı, sadakatli olmanız da baya zorlaşır. Sadakatli olmak için önce anlamını bilmek gerek çünkü. Bir sevgiliniz varsa onun arkadaşlarınızdan ya da çevrenizdeki karşı cinslerden bir farkı, bir özelliği olması gerekir, bunu ona hissettirmelisiniz. Yoksa o kişide diğer cilveleştiğiniz “arkadaşlarınızdan”(!) farklı olmaz ve bu durumda sadakatten bahsetmek de baya baya abesle iştigal olur. Çünkü ortada sadakati gerektirecek bir ilişki yoktur ya da tek taraf sadakatini sunuyordur (ah zavallım) diğer tarafta hayatını yaşıyordur (cennet gibi gördüğü bir bok çukurunda *) Durum bundan ibaret a dostlar.