Uluslararası Mektup Arkadaşlığı

uluslar arası mektup arkadaşlığı Yurt dışında hiç birinci dereceden yakın akrabam ya da yakın arkadaşım yok. Blog açalı (bundan öncekileri de sayarsam) sanırım 3.5 sene filan oldu. O zamandan beri bir sürü insan tanıdım, çoğuyla arkadaş hatta dost oldum. Arkadaş olmak istediğinde çok çabuk arkadaş olan, ama karşındaki insanın en ufak bir çirkin hareketinde gemileri yakıp arkasına bile bakmadan giden biri olarak bu arkadaşlardan çok azı  ile hala eski samimiyetinde irtibatım sürüyor. Ha diğerlerine kin mi besliyorum hayır, kin özürlü biriyimdir. Şimdi gel şunu şunu yapalım şuraya gidelim deseler yine onlarla beraber olurum, yine konuşurum. Ama o kırgınlıklar içimde bir ömür kalır, fil hafızalı bir insan olarak yapılanı asla unutamam. Hele ki ben hiçbir çıkar gözetmeden onlara yardımlarda bulunmuşum da onlar bana nankörlük etmiş ya da bir güvensizlik duymuşsa bu kırgınlığımın geçmesi neredeyse imkansızdır.

İşte Ceyda Sultan bir kaç yıldır tanıdığım ve ne bana ne de diğer insanlara karşı şimdiye kadar hiç bir kötü davranışını, art niyetini “yakalayamadığım” bir arkadaşım :)) Bende öyle bir huy var, kötülüğü çabuk fark ederim ve bu yüzden kolay kolay güvenemem o insanlara, her ne kadar sazan gibi her “yardııııım” diye bağırana elim kandayken dahi koştuysam bile bu onlara tam anlamıyla güvendiğim anlamına gelmez. Ama Ceyda’da bu yok, yani o çıkarsız ve kibirsiz biri. Bir şeyi yapıyorsa arkasında en ufak bir çıkarı göz etmediğine, “hava atayım” niyetiyle yapmadığına artık emin olduğum biri. Bu arada kendi ellerinle benim için yaptığın karta bayıldım canım 🙂 Telefon askısı ve kavanoz sticker’ı da çok işime yarayacak 😀

Dolmuşum di mi? Bence dolmuşum kendimi tanımaz mıyım hiç. Ama suç bende, kendim mükemmel olmadığım halde (ki kimse mükemmel olamaz) çok mükemmeliyetçiyim, kusursuz insan olmadığını bildiğim halde affedemiyorum kırıldığımda. Mutlaka en azından bir özür bir gönül alma bekliyorum, o da yoksa ömür boyu bitiyor o kişi benim için. İnsanlar bir tuhaf.. Hem kırıyorlar, hem de kırdıklarını bildikleri halde dönüp bir özür bile dilemiyorlar. Neyse anlayacağınız “kolay kandırılan, zor biriyim”

Ceyda Sultan şuan uluslararası olarak tek mektuplaştığım kişi 🙂 Eğer siz de benimle mektuplaşmak isterseniz cileklisut@gmail.kom adresinden bana adres bilgilerinizi gönderebilirsiniz 🙂 Yurt dışı yurt içi fark etmez isterseniz İstanbul’dan olun :)) Kom’u “com” yapmayı unutmayın spam geliyor diye böyle yazdım 😛 Mektup arkadaşlığında tek kriterim: lezbiyen olmayan bir bayan olmanız muahaha Bu arada tanımadığım kişilerle mektuplaşamayacağımı da ekleyeyim. İllaki en aşağı 6 aylık arşive sahip blogu olan bir arkadaş olmalısınız. Bunun nedenini anlamayanlara sonra açıklarım 😛 Bende krtiter tükenmez görüldüğü gibi 😛

Eski Kazaklarınızı Atmayın Değerlendirin {Tüketim Toplumundan Üretim Toplumuna Haydi Bismillah}

Dün canım burnumdaydı can sıkıntısından evin altını üstüne getirdim oruçlu oruçlu (6 günlük Şevval ayı orucu Allah kabul eder inşallah) evde ne kadar kazak, yırtık çorap ve eski yün, akrilik, pamuklu vs. kıyafet var hepsini topladım annem benim çıldırdığımı anladı tabi yoksa evde pek iş yapmam bayram seyran harici. O bakımdan pek dokunmadı deli manyak bünyemi kendi haline bıraktı sağolsun. Ben de rahat rahat eşindim odaların kuytularında.. Topladığım eski ve giyilmeyen kazakları, çorapları çöp kovasına postalayacağımı anlayan annem “anowww onlar atılır mı heeeççç” dercesine kazaklara doğru uçaraktan bi atılım geçekleştirdi, tabi kazanan ben oldum “Anne yeter artık şu saçma biriktirme huyundan vazgeç de şunları ortadan kaldıralım” dememe fırsat vermeden “ben de onları zaten söküp yastık yorgan içi yapmayı düşünüyordum bak iyi ettin ortaya dökmekle yarın bi ara halledeyim şu işi” dedi. Vaşş dedim.. Şuan da da kazakları söküyor, hatta öyle ki hazır kazakları bile sökmüş durumda. Bunlardan bir tane yorgan doldurdu aman yarabbim yok böyle bişi.. Yumuşacık ve sıcacık tutan bi yorgan, yün yorganlar, kaz tüyü yorganlar filan halt etmiş yanında Şimdi benim için bi yastık dolduruyo ehehe 🙂

Benim annem güzel annem denir bu durumda galiba 🙂

Dün canım burnumdaydı can sıkıntısından evin altını üstüne getirdim oruçlu oruçlu (6 günlük Şevval ayı orucu Allah kabul eder inşallah) evde ne kadar kazak, yırtık çorap ve eski yün, akrilik, pamuklu vs. kıyafet var hepsini topladım annem benim çıldırdığımı anladı tabi yoksa evde pek iş yapmam bayram seyran harici. O bakımdan pek dokunmadı deli manyak bünyemi kendi haline bıraktı sağolsun. Ben de rahat rahat eşindim odaların kuytularında.. Topladığım eski ve giyilmeyen kazakları, çorapları çöp kovasına postalayacağımı anlayan annem “anowww onlar atılır mı heeeççç” dercesine kazaklara doğru uçaraktan bi atılım geçekleştirdi, tabi kazanan ben oldum :D “Anne yeter artık şu saçma biriktirme huyundan vazgeç de şunları ortadan kaldıralım” dememe fırsat vermeden “ben de onları zaten söküp yastık yorgan içi yapmayı düşünüyordum bak iyi ettin ortaya dökmekle yarın bi ara halledeyim şu işi” dedi. Vaşş dedim.. Şuan da da kazakları söküyor, hatta öyle ki hazır kazakları bile sökmüş durumda. Bunlardan bir tane yorgan doldurdu aman yarabbim yok böyle bişi.. Yumuşacık ve sıcacık tutan bi yorgan, yün yorganlar, kaz tüyü yorganlar filan halt etmiş yanında :D Şimdi benim için bi yastık dolduruyo ehehe 🙂

Benim annem güzel annem denir bu durumda galiba 🙂

Yorumlarımı Neden Kapattım?

Çok da tın di mi? Bence de çok da tın ama yine de blog’unda hayatını ve kendini “dürüstçe” yansıtmayı nedense görev bilmiş,  şeffafın da ötesi bi hatun olaraktan yine bu kararımın nedenini açıklamak istedim. Gerçi başıma ne geliyorsa şu içimin dışıma olduğu gibi yansıması yüzünden geliyor ama bakalım tam olarak dersimi ne zaman alacağım

Yorumlarım neden mi kapandı? Öyle icab etti deyip kestirip atmak istiyorum sadece (yemeyin yine çalçene boşboğaz herşeyi anlatacak) şu kadarını söyleyeyim ki; benim sanal dünyam %100 gerçeklerimi yansıtıyor olsa da, bana yorum yazanlar etten kemikten canlı insanlar olsa da, bu blog dünyası “koca bir sanal” ve benim bir de gerçek dünyam var içinde aşkımın bitanemin olduğu ve bana her bir hemcinsi yorum yazdığında kıskançlıktan zangoç gibi tepemde beliren gerçek dünyam :p

Sanal dünyaları çok fazla dikkate almamak gerekiyor hele ki bu durum “gerçek dünyanı görmezden gelecek boyutlara ulaşıyorsa”.. Çünkü sanal alem vefasız ve çıkarcı bu 2 x 2 = 4 misali.. Eninde sonunda seni ya aldatıyor bir fahişe gibi ya da unutuyor vefasız bir arkadaş gibi.. Sonunda kırık dökük bıraktığın, unuttuğun ve yeterince ilgi gösteremediğin “gerçekliğinle” tekrar başbaşa kaldığında iş işten çoktan geçmiş oluyor, çünkü; gerçekliğin O’nu önemsemediğin ve diğerine tercih ettiğin için eskisi gibi, bıraktığın gibi yerinde durmuyor..

Gerçek dünyama %100 öncelik veriyorum ve karşı cinsin yorumlarını tek tek silemeyeceğime göre birkafadanherses.com’un yorumlarını bugünden itibaren kapatıyorum. Bana ve aşkıma hayırlı olsun, gerisi önemli değil 8)

Ama derseniz ki: “çilekli süt ben sana bağış yapmak, cicili bicili hediyeler göndermek ve iş teklif etmek istiyorum” o zaman bu iletişim formunu kullanabilirsiniz