Cumartesi Gecesi Ateşinde Ufo Görmek

İlgi çekici, karışık ama doğruluk payı yüksek bir başlık oldu, kabul 😛

Evet cumartesi gecesi çok ateşliydi, Bolu’dan İsmail amcanın yerinden dönerken 5 tl.lik yeşil tabelalı “paralı yol” ücretini ödememek adına Utah ya da ne bileyim Teksas City’nin en ilkel ve yamyam insanlarının yerleşim bölgeleri tadındaki yoldan gidip, sapacağımız yolu kaçırıp eteklerimiz tutuşunca ateşlendik haliyle.

Cumartesi günü akşam canımız biraz gezmek istedi Bolu’ya gittik yine bizim İsmail babanın yerine. Yalnız giderken garip bir olay yaşadık anlatmadan geçersem gecenin en heyecanlı kısmını atlamış olurum.

(Gören yine benim radar gözlü aşkımdı) Havada ışıklı bir şey gördüm diyor, ben tabi işin gırgırındayım aşkıma ufo gören masum köylü benzetmeleri filan yapıyorum. Ben aşkıma: hani şu uçaklar helikopterler filan çarpmasın diye antenlerin, direklerin ya da işte binaların üzerlerine konulan ışıklardandır filan diyorum ama o da ne? Biz gittikçe o da peşimizden geliyor, geride kalmıyor yani hani Aydede siz ilerleseniz de yanınızdadır ya, bu da öyle..

Derken biz yok canım cıx cıx filan diyoruz, uzaylı diye bir şey yok ya hani.. Ben direk diyorum, aşkım o tarafta binalar filan var galiba ışık ordan geliyor diyor ama o ışıklı cismin hizasında yıldızlar parlıyor.. Yani yıldız hizasında yerleşim yeri görsem inanıcam o kadar aptallaştım ki o an.. Arabayı durdurup bir süre izledik hala oradaydı ve biz ilerledikçe Güneş gibi, Ay gibi bizi takip etmeye devam etti.. Yıldızların hizasından ve 3-4 farklı renkte yıldızlardan çok daha belirgin ve büyük duran bu cisim.. Uçak ya da jet demeyin, uçak olsa yerinde durmaz ve bir kaç ışığı yanıp sönerdi, bu cismin ışıkları sabitti.. Sıkı durun: ve cisim hareketlendi, normalde bizimle beraber seyrederken bizi geçti (öyle ki; başımızı yana çevirip bakıyorduk ön camdan görebilir olduk) sonrada birden bire kayboldu ardında beyaz bir ışık bırakarak! Anlattıklarımın tümü gerçek, asla şaka değil.

Arkadaşlar size çok ciddi ve inanarak söylüyorum ki (doğrusunu elbette yalnızca Allah bilebilir) orada gördüğümüz bizim bilmediğimiz ve daha önce hiç görmediğimiz birşeydi. Uzun süredir hiç bu kadar fazla heyacanlandığımı ve çığlık attığımı hatırlamıyorum. Aşkım da garibim dondu kaldı, tepki bile veremedi heyecanından. Tamam bu heyecan ikimizin de hoşuna gitti ama bir yandan da korktuk yani hafiften Ne de olsa ne idüğü belirsiz bir cisim ne olacağı belli mi olur di mi..

İnsanlar hakkında tefekkür ettik ikimizde ister istemez.. Herşeyi bildiğini sanan, burnu havada dolaşan kibirli ve mağrur insancıklar acaba Allah’ın bildiğinin ne kadarını biliyor, Allah bu kadar merhametli ve Kur’an-ı Kerim’de yaptıklarına (yarattıklarına) “BEN yaptım” yerine “BİZ yaptık” diyecek kadar tevazu sahibiyken onlara ne oluyor da bu kadar gaddar, acımasız ve kendini beğenmiş olabiliyorlar? İnsan gerçekten çok çok çok aciz, hele böylesi insanlar acınası zavallılıktalar ama ne yazık ki onlar kendileri hakkında “tam tersini” düşünüyorlar..

Ufo olayı da böylece son buldu, huşuu içerisinde İsmail amcanın yerine vardık Ben bir yandan bir kaç yıl önce rüyamda gördüğüm ufoyu anlatıyorum aşkıma filan.. Gece 12 gibi ordaydık 1 saat kadar takıldık sonra döndük İstanbul’a. Tabi dönüşte başta anlattığım olayı yaşadık, yani 5 liralık paralı yola girmemek için verdiğimiz mücadelenin sonunda sanırım bi 30 liralık fazla mazot yakmış olduk Ama olsun heyecanlıydı, hiç bilmediğimiz yollardan sadece tabelaları takip ederek yolu bulmuş olmamızın vermiş olduğu mutluluk da görülmeye değerdi Ay yazıııııkkk

Şemmamme Şemmamme Hobaaa :p

Başlık konuyla alakasız o açıdan takılmayın derim blogumda ne kürt açılımı ne ermeni ne fransız açılımı yapmayı düşünüyorum maksat yeşillik olsun malum zati benim blogum her millete eşit mesafede duran bi blogdur öyle açılıma maçılıma ihtiyacı yoktur benim blogumun 😛

Şemmamme şemmamme obaaaa 😛 Haha kımıl kımıl yawf bu şarkı mı desem türkü mü desem Kolbastıya on basar sanki, ıyy adını telaffuz etmek bile midemi ayaklandırdı iğrenç yaa 😛 Yok oynasınlar hoş filan yani ama geçen yaz kafamı çevirdiğim kulağımı oynattığım her yerde kolbastı kolbastı kolbastıııı nidalarını duymak sadece beni değil sabır küpünü bile çatlatabilirdi yani.. Bizim milletin bi huyu var bişeyi sanki daha önceden yokmuş gibi seneler sonra ısıtıp piyasaya sürer sonra da tapma derecesinde o şeye taparlar. Tıpkı kendi elleriyle put yapıp tapan putperestler gibi bi acayip millet 😛

Aslında ben aşkımla geçirdiğim pazar gününden bahsedecektim ama konu iyice dağıldı. Bolu’ya İsmail’in yerine gittik pazar günü yine. Ben mini bi boğaz turu yapalım, azıcık deniz havası alalım demiştim ama aşkımı artık şehir içi geziler kesmiyor Sabah 11 gibi yola çıktı bize geldi ve beraber İso amcanın lokantasına gittik taaa Bolu’ya Gidene kadar zafiyet geçirdik fena acıktık hele o cıs cıs mangalda pişen kuzu etlerini düşündükçe oy oy oyy dedik ekmek teknesinin obur adamı gibi (adını unuttum şimdi idare edin) Gerçi çok aşırı kalabalıktı, oturduğumuz yerde kafa patlatan bir jeneratör sesi vardı ve aşkımın etlerini sonradan getirdiler, bu gidişimizde servise 10 üzerinden 2 verdik bu sefer ama olsun 😛 Yine de değdi. Dönüşte de SASA’ya uğrayıp sapanca karşısında demlendik -ben sütlü nescafe ile aşkımda demli çay ile Şimdi sırada İzmit, Bursa ve Ankara var. Kışın Ankara’ya gitmeyi düşünüyoruz şöyle iliğimiz kemiğimiz bi donsun diye Hele bi gidelim onu da yazarım merak etme sen