Anneler İçin Hayat Kurtaran En Gerekli Bebek Eşyaları

Annelik zor zanaat. Bu aksini iddia etmeyen herkesçe malum. Geceleri uyumayan bebekler mi dersiniz, sabahları çekmece, dolap indiren temizlenen yerleri kirleten düzenlenen yerleri bozan bebekler mi 🙂 Onların canı sağolsun tabi onlar bizim her şeylerimiz..

Hadi gelin bu hengamede tabiri caizse canı çıkan, imanı gevreyen annelerimizin nefes almasına yardımcı olacak hangi gerekli bebek eşyalarını önereceğim ona bakalım…

Bebek Arabası

Kesinlikle olmazsa olmaz olan bebek arabası özellikle uzun bir yola giderken annelerin kurtarıcısıdır. Kol kası yaptıran bir durum olan çocuğun sürekli kucakta kalması durumu babalarda pek bir sarsıcı olmazken, anneler daha narin ve hassas olduğundan malum, annelerde oldukça yorucu olabilmektedir. Hele de alışveriş esnasında veya toplu taşıma araçlarına binilirken bebek arabası kesinlikle olmalıdır. Bebek arabası alırken daha önce yazdığım hafif ve konforlu bebek arabası önerime bakabilirsiniz.

Sallanan Beşik ve Anne Yanı Park Beşik

Beşik eğer lüks bir görünüm istiyorsanız yani “bebek odası dekorasyonum afili olmalı”cılardansanız ilk anneliğimde yani toyken 🙂 ben de öyle düşünüyordum ve ahşap bebek odası takımı aldırmıştım eşime. Çilek mobilyanın büyüyen beşik içeren baby dream bebek odası takımından. Ancak zamanla elektrikle sallanan beşiklerin ve 9 aya kadar kullanılabilen anne yanı mini park beşiklerin çok çok daha fazla işlevsel olduğunu çözdüm ve nihayet 3.kızımda bunu uyguladım 🙂 Geç oldu ama temiz oldu.

Sabit Müzikli Hoppala

3 kızımda da resmen hayatımı kurtaran “iyi ki almışım” dediğim oyuncak. Kesinlikle lüks. Şu sıralar fiyatları dudak uçuklatsa da bundan 2 sene önce 2.elini 200 liraya bulabilmek mümkündü. (sıfırları da 400-500 tl. civarındaydı) Yalnız şunu belirtmeliyim ki en işe yarar olan hoppala fisher price hoppalalar. Birçok marka ve model denemiş bir anne olarak size bunu hiçbir baskı altında olmadığımın ve reklam amaçlı da yazmadığımın altını çizip gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Biz bu hoppala kullanmıştık kesinlikle tavsiyemdir.

Müzikli Sallanan Salıncak

Sıfır ve ikinci el kaç salıncak kullandık sayısını hatırlamıyorum. 3 çocuk olunca yaş farkları da 3-4 yıl gibi az olunca haliyle deneyimledik baya bu tür hayat kurtarıcı bebek eşyalarını 🙂 Mamaroo sallanan titireşimli ana kucağı da aldım, Kraft Dondy sallanan beşik de.. Ama sağa sola sallanan Graco elektrikli salıncak içlerinde en fazla başarılı bulduğumuz bebek salıncağıydı diyebilirim.

Ergonomik Kanguru

Bazen bebek arabası yerine ergonomik kanguru kullanmak da işe yarıyordu benim için. Ancak bel ve boyun destekli, 1 saat bile bebek içinde kalsa sizi çok sarsmayacak bir kanguru almanızı öneririm. Ben Chicco ve Solomom Baby yenidoğan aparatlı kanguru kullanmıştım ve memnun kaldığımı söyleyebilirim. Ancak bebeğiniz kanguru içinde 1 saatten fazla kalırsa omuzlar ve boyunda hafiften yanma olabiliyor 🙂 Zayıf bir anne olarak açıkçası ben yoruluyordum. (170 cm boy 56 kg.) O nedenle kısa süreli kullanmak için daha ideal. Ayrıca ev içerisinde de özellikle bulaşık yıkarken veya bebeğiniz uykuya dalmakta güçlük çekiyorsa, kangurusuna koyup birkaç tur gezdirmek volta atarken onu mışıl mışıl uyutmak gerçekten çok zevkli olabiliyor 🙂

Müzikli Beşik Dönencesi

Benim cimcimeler 1 aylık olduktan sonra beşiklerine taktığım dönenceler sayesinde de çok sefer uykuya dalmışlardı 🙂 Özellikle uzaktan kumandalı olan müzikli dönenceleri şiddetle tavsiye ederim çünkü bebekken ayağımda hiç sallamadım kızlarımı (küçük bebeklerin ayakta sallanması veya çarşaf içinde hızlı hızlı sallanması travmalara sebebiyet verebiliyor) hep bu şekilde uyuttum emzirme harici. Tiny Love prenses dönence kullandım ve gerçekten de çok memnun kaldım kendisinden 🙂

Oto Koltuğu

Aracınız varsa 2 yaşa kadar bebek arabanızın pusetini arka koltuğa emniyet kemeriyle gerekli kısımlarından ters takarak oto koltuğu alma derdinden kurtulabilirsiniz. 2 yaş sonrası ise çocuğun dışarıyı rahatça seyredebileceği sağlam ve güvenli bir oto koltuğu almanızı öneririm. Araç içerisinde çocukların oto koltuksuz seyahat etmesi gerçekten hem anne için çok büyük bir ızdırap hem de çocukların güvenliği açısından çok yanlış. Zaten trafik kurallarına da aykırı. Oto koltuğunda bebekler çok daha rahat uykuya dalabiliyor ayrıca 🙂 Bu nedenle özellikle huysuz ve/veya kolik bebeği olanlar sadece bebeğini araçlarında gezdirerek de uykuya dalmalarını sağlayabiliyor.

bu listeyi destan gibi uzatabilirim ama bir dahaki yazıma saklayayım onları da 🙂 Sevgiler..

Jübileyi Yaptık Geldik ^_^

Aylar önce bir yazmışım hamileyim diye gidiş o gidiş. Yaşıyorum yaşıyorum merak etmeyin :p Hamilelik blog kategorim tekrar aktif filan dedim ama sadece lafta kaldı tabi işten güçten. Blog’un yüzüne bakamadım hiç aklımda sürekli beliren metinler olsa bile laptopumun başına oturup da bloglamak lüksüne erişemedim onca zaman. Halbuki her gün belki 3-4 bloglama konusu çıktı bana, istisnasız her gün de çıkıyor. 7/24 Annelik ve ev hanımlığı moduna gireli yazmak lüksleşti. NEYSE lafı uzatmayayım SADEDE GELEYİM 🙂 Sadedin adı: Elif (en küçük aşkım)

9 aylık (özellikle son 3 ayı sıkıntılı geçen) bir hamileliğin sonunda kucağıma aldığım süt kokulu bebeğim. 9 Aralıkta kucağıma aldım evimizin en küçük bireyini. Sarıyer Hamidiye Etfal hastanesinde yaptığım doğumu. (Hastane ve kadın doğum hizmeti hakkındaki yorumlarımı daha sonra ekleyeceğim) Genel olarak sıkıntısız ve sorunsuz bir süreçti. Şuan 4 haftalığa yaklaşan minicik bir bebeğim var kısaca 🙂 Ve artık ben 3 kız çocuğu annesiyim (hayalim gerçekleşti)

Hamilelik başlarda öyle iyi geçti ki sağa sola yazasım çizesim gelmedi biraz da. Nazardan çok korkarım çünkü. Öyle iyi geçti ki hafif mide bulantısı dışında ilk 5 ay ne uyku halim ne de bulantı kusma türü hamilelik sıkıntıları yaşadım. Ama 6.aydan sonra diğer iki kızımdakinden de fazla kalp çarpıntısı ve yorgunluk hissetmeye başladım (sanırım ilerleyen yaştan da kaynaklı bu bilemiyorum..) birde bu seferki bebek aşırı acıtarak tekmeledi sanki. Geceleri yatarken bilhassa.. Yani öyle ki uyurken uyandıracak derecede acıtıyordu hareket ederken. Diğerleri hiç bu kadar acıtarak vurmuyor/dönmüyordu. Reflü türü mide yanması özellikle son ay ve özellikle geceleri beni mahvetti. Biraz reflü, biraz da iştahsızlık nedeniyle iyi beslenemedim. Kan değerlerim ve D vitaminim düştü. Kansızlıktan olsa gerek baş dönmelerim ve halsizliklerim özellikle son iki ay beni çok zorladı. Bel ağrısı ve boyun ağrılarım arttı. Halbuki kilo da fazla almadım ama, önceden var olan ağrıyan kısımlar hamilelikte iyice belirdi diyebilirim. Bunların dışında yine diğer iki kızımda olmayan kasık ağrılarım çok oldu. Öyle çok oldu ki erken doğum olacak sandım o sancılar girince. Yürürken sanki kasık kemiğim üstünde bir fil oturuyormuş gibi baskı oluyordu ayrıca. Yürürken ağır ağır yürüyebiliyordum.

Doğumun hemen ertesi günü bunların hepsi bıçakla kesmiş gibi geçti şuan hamdolsun (nazar değmesin) çok hafifledim. omuz ve bel ağrım eskisinden biraz daha artmış durumda sadece onun dışında bir sıkıntım kalmadı. özellikle nefes nefese kalma, reflü, baş dönmesi, halsizlik ve çarpıntımın bitmesi beni aşırı derecede sevindiriyor. Çok şükür bin şükür.

Şimdilik bu kadar, çiçekleri odama gönderebilirsiniz 🙂 Sevgiler, hala beni takip eden kaldıysa..

“Hamilelik Blog” Kategorimiz Tekrar Aktif!

Yaşımızın vermiş olduğu bir ağırlıktan mıdır bilmiyorum ama artık eskisi gibi herşeyimi yazasım gelmiyor. Gerçi önceden de öyle çok fazla özelini blog’unda döküp saçan ve özel fotoğraflarını sık sık paylaşan biri olmadım ama şimdilerde daha da bir çekincem oluştu. Bu nedenle artık hamilelik blog kategorimi sadece hamile olup da bazı deneyimleri okumaya, araştırıp öğrenmeye ihtiyaç duyan hamişler için yazacağım. -Gerçi önceden de yazma nedenim büyük oranda buydu ve çok güzel geri dönüşler de aldım hamiş okuyuculardan- Bu arada yaşımı beni takip edenler bilir yazmaya gerek yok ama yazayım: 25 :)))) 12 sene önceki yaşım tabi.. Eskiden, şöyle 20’li yaşlarımda yaşı 35’i geçen kadınların çocuk doğurmasına inanamazdım. Kınama değildi ama şaşkınlıktı diyelim. Nedeni de yaş ileri olduğu için riski yüksek gelirdi bana -ki öyle de aslında..- Ama kaderde 35’ten sonra çocuk doğurmak da varmış nerden bilirdim :)) Tabi Allah kısmet ederse bakalım.

10+ lı haftalardayım şuan.. daha çok mini minnacık bir insan yavrusu taşıyorum. Hesabıma göre 13 haftalık ama doktor ablalar öyle uygun gördüler ben de öyle kabullendim :))) Sanırım Aralık gibi doğacak Allah nasip ederse vaktinde doğarsa. İlk defa bir kış bebeğim olacak diğer ikisi yaz bebişi. Bu bana garip gelmiyor değil biraz çünkü ailemde herkes ilkbahar-yaz doğumlu :)) Birde kızlarım anaları gibi ramazanda doğmuştu bu bebiş o bakımdan da farklı olacak.

Şuan 2. kontrolümü oldum ve 12.haftada folik asit hapımı bırakmamı söyledi doktor. Ben 5-6 haftalık gibi farklı günlerde 2 ayrı hamilelik testi yapıp, sonucun pozitif olduğunu görünce ilk 2 yavrumda kullandığım “folbiol” folik asit hapını kullanmaya başlamıştım çünkü. 12.haftadan sonra gereksiz, kullanma dedi. Ayrıca “decavit” multivitamin hapı kullanmıştım onlarda, bunda vermedi kan sonuçlarıma bakınca. (bu arada
ilk kontrolde yine kan testi ve idrar testi yapıldı her zamanki gibi. 5 veya 6 tüp kan alındı farklı testler için.) devit d vitamini damlası ile demir hapı verdi sadece. Hamilelikte yaşanan sıkıntılar kategorisine ise ekleyecek pek bir şeyim yok çünkü bu hamilelikte mide bulantısı ve renklerden iğrenme, kokulardan öğürme vs eskisi kadar yaşamıyorum.( Özellikle ilk kızımda beterdi.. ) Bu seferki erkek galiba :)) çünkü diğer hamileliklerime göre çok farklı geçiyor şimdilik. Sadece ilk 1-1,5 ay öğlenleri ağırlık çökme, uyku hali yoğundu hepsi o hamdolsun. MaşaAllah bana 🙂 Hamileler neden özellikle ilk 3-4 ay çok yorgun ve uykusuz olur? –> buraya bir tık

Şimdilik bu kadar.