Vali Filmi

super-vali-recep-yaziciogluSonunda Vali filmini izledim. Abartı ve ajitasyondan uzak, oldukça akıcı ve anlatılan hikayeyi aynen olduğu gibi işleyen filmlerden biri. Ancak bu film ya da Kurtlar Vadisi dizisinde (eski bölümlerinde tabi) anlatılan konuları Türk halkı her ne kadar da: “vayy be helal olsun adamlara bak nasıl da herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmışlar” vs. şeklinde izlese ve beğense de yeteri kadar bilinçlenemeyeceğini düşünenlerdenim. Malum “Türk halkının en sevilen özelliği; çabuk unutması”..

Süper Vali Recep YAZICIOĞLU‘nu saygı ve sevgilerimle anıyorum, ruhu şad olsun. (Allah O ve O’nun gibi iyi insanlardan razı olsun inşallah)

Bu yazıyı okuyan herkesten, bu ülkenin gururu olmuş O ve O’nun gibi cesur, dobra ve dürüst  ancak ne yazık ki adi, aşağılık, ahlak yoksunu vatan hainleri/vatan düşmanları tarafından katledilen tüm candan insanlarımız için bir tanecik de olsa Fatiha okumalarını rica ediyorum.

Yıldızlar Geçidi-NFK, Mehmet Akif ve Recep Yazıcıoğlu

nfk-mehmet-akif-recep-yazicioglu-yildizlar-gecidi

Burak, Recep Yazıcıoğlu’nun hayatını anlatmaya çalışan film “Vali” ile beni de mimlemiş. Mutluluk pöykürüşçüleri Serzeniş ve Kuzucuk da en sevdiğim, hayranı olduğum şairi sormuşlar.

“Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur”

diyor Yazıcıoğlu. Ve hayat felsefesini bu güzel sözüyle özetliyor, cesur yüreğinin gücüyle. Örnek alınacak, hayatı başarılarla dolu bir insanın hikayesi “VALİ”. İzleyenler bilir, STV‘de dizisi de vardı “Şubat Soğuğu” isminde. Süper vali Recep Yazıcıoğlu’nun hayatını anlatıyordu.

Filme henüz gitmedik, daha doğrusu gittik ama o gün Şişli Cevahir AVM Megaplex’te bulamadık. Sonra da sinemaya çıkma şansımız olmadı. Eğer vizyondan kalkmadan tekrar sinemaya gidersek İstinye Park AVM’de izleyeceğimiz ilk film “VALİ” olacak. Çok fazla sinemaya gitmiyoruz çünkü.

Kuzu ve Serzenişimin mimine gelelim. En sevdiğim, hayranı olduğum şair..

Benim şiirle, şairle pek işim olmaz arkadaşlar ne yalan söylim Şiirle pek alakam yoktur açıkçası. Bizim millete bakıyorum şiir dedin mi yerlerdeler bayılıyorlar şiire aman Allah’ım. Duygusal yazılar, şiirler gördüklerinde o kişiyi bir seviyorlar, bir sarıyorlar ki anlatamam. Haa bu bir suç mu? Elbette bunu kastetmiyorum. Kimse yanlış anlayıp boş yere alınganlık yapmasın yani. Ama zaaf olabilir şiir. Ben pek etkilenmiyorum açıkçası şiirden.. Ama şiire eğer vatan, millet ya da Allah sevgisi gibi duygular katılmışsa.. İşte o zaman akan sular durur benim için. Kuru kuruya aşk şiirleri açıkçası bayıyor bir çok şiiri okuduğumda. Yani bir kısmı hoşuma gidiyor elbette. Ama ruh halimin de büyük etkisi oluyor etkilendiğim anlarda. Mesela hassas anlarımda çok etkilenirim aşk, sevgi vs. şiirlerinden. Özlem duyduğum, aşkımın kabardığı anlarda özellikle 🙂 .. Gibi.. Yani ekmek yer gibi şiir okumam/sevmem kısacası, çok özel anlarda hoşuma gider sadece..

Ev sevdiğim şiirler; en gerçek ve en yüce duyguları anlatan şiirler olur. Tabiki en sevdiğim şairler de; bu tür şiirleri yazan zatlardır. Örneğin; Mehmet Akif Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek.. Hayran olduğum iki şair. Gerek hayatları ve yaşam felsefeleri, gerek şiirleri olsun, sevdiğim şairlerden, sevdiğim insanlardandırlar.

Ati’yi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak

Âti’yi karanlık görerek azmi bırakmak…
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.’
Davransana… Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âti’yi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı elinden atarak ye’se yapıştın!
Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver… Kalma yolundan.
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?
Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me’yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez…
En korkulu câni gibi ye’sin yüzü gülmez!
Mâdâm ki alçaklığı bir, ye’s ile sirkin;
Mâdâm ki ondan daha mel’un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,
Nevmid olarak rahmet-i mev’ûd-u Hudâ’dan,
Hüsrâna rıza verme… Çalış… Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!

Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…
Sesler de: ‘Vatan tehlikedeymiş… Batıyormuş! ‘
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da demiyor bir tarafından!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar…
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması me’mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
‘İş bitti… Sebâtın sonu yoktur! ‘ deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın ye’se kapılma.

Mehmet Akif Ersoy

*** *** *** ***

Kadın

Kalıp değil bir fikir…
Elmas sorguçlu fakir;
Açıkta sırrı bakir;
Kadın…

Çölde kaçan bir serap;
Yönü kementli mihrap…
Madeni som ıstırap;
Kadın…

Dipsiz hasrete tuzak;
En yakınken en uzak….
Tadı zehrinde erzak;
Kadın…

Bir işaret, bir misal;
Ayrılık remzi visal…
Allah’a yol bir timsal;
Kadın…

Necip Fazıl Kısakürek

Böylece bir (iki) mimin daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Yapımda ve yayında emeği geçmiş olan tüm azalarıma (beynim, gözlerim, kellem, sakatatlarım ve parmaklarıma) teşekkürler

NOT: Mimi paslamadan olmaz di mi unutmuşum. Any‘ciğimi mimliyorum.

19:46 Baştan Eklenmesi Gereken Ama Unutulan Önemli Not: Şiir sevmiyorum lafım yanlış anlaşılmasın lütfen. Yoğun duygularını kah şiire kah yazıya döken kişilere saygım sonsuz.

Uykulu Bir Post :P

Üç gündür bir şey yazmadığıma inanamıyorum  😛 erçi dün merkür gerilemesi ile alakalı gece vakti uykumun kaçmasını fırsat bilip  diğer bloguma bişeyler çiziktirdim ama bu bloğum öksüz kaldı. Merkür gerilemesi de ne loo diyenler ya da astrolojinin en azından aaaaa’sını bilenler buyursun yazım burda.

Hafta sonunda birkaç film izledim, paradaysımla gezdim, diğer arabalarla yaptığı/yapmaya çalıştığı ”kapışma” adında saçma sapan salak insanlardan edindiği saçma sapan salak huyu terk edeceğine dair söz aldım, bol bol abur cubur yedim, bol bol uyudum tembellik yaptım, Filistin’e yardım amacıyla başlattığım kampanya aracılığıyla bir iki analiz siparişi aldım (söz verdiğim gibi analizlerinizi bir hafta içinde yapıp gönderiyorum)  eski kankalarımdan Nily’i gördüm hamileliğinin 7. ayı dolmuş hala karnı yok gibiydi bol bol ona güldüm, kızı olacakmış onu öğrendim. (Bir günlük de ancak bu kadar sıkıcı yazılabilirdi, ama baştan dedim uykulu bi post olacak :Pp Çünkü yoğun uyku dalgaları ile boğuşuyorum şuan size yeni bi yazı oluşturabilmek için…)

Film izlemiştim dedim neleri izledim bunu anlatayım bari. Hancock ‘u izledim, Narnia ve Testere 4.. Bir de Cem Yılmaz gösterilerinin VCD’si (o kadar çok izlenmiştiki cd’ler yarısı bozulmuş :Pp)

hancock-will-smithHancock‘u sırf Will Smith filmi olduğu için aldım pişman da olmadım bu adamın filmlerini seviyorum burda da anlatmıştım, mimikleri ve esprileri çok ince bir zeka ürünü çünkü. Macera filmlerinde de fantastik + komedi tarzı filmlerinde de bu özelliğini sonuna kadar görmek mümkün. Seyirciyi yormadan, kasmadan nazikçe güldürebiliyor. Bu film (hancock) C.tesi ya da Pazar sabahları çocukların çizgi film izleme saatlerinde ya da en geç kahvaltı sırasında yayınlanması gereken filmlerden biri olma özelliğini taşıyor olsa da Will Smith için keyiflenmek istediğiniz her an izlemenizi tavsiye ederim diyeceğim 😀 Sırf Will Smith oyunculuğu için. Fantastik komedi tarzı bi film, arada duygusal diyaloglara da rastlanabiliyor.

narnia-prens-kaspiyanNarnia.. Narnia tamamen bir fiyaskoydu bence arkadaşlar. Bana kalırsa 6-15 yaş grubuna hitap eden bir filmdi. Oldukça klişe sahneler ve klasik bir senaryo. Görüntü ve efektlerde biraz Harry Potter biraz The Lord Of The Rings diyeyim siz anlayın Fantastik macera türünde çocuksu bir film. Pazar günleri kahvaltı yaparken iyi gider bu tarz filmler 😛  Ama hiç sıkılmadan da izledik yani bunu da itiraf ediyorum. Kasmıyo insanı çünkü. Gayet profeşinıl takılmış adamlar.

testere4-sawiv-jigsaw-playTestere 4. Bu filmi özetlemek çok zor, adeta bir Cem Yılmaz stand up gösterisini özetlemek gibi hem de 😀 O kadar dallanıp budaklanıyor ki konular bazen tekrar tekrar izlemek durumunda kalıyosunuz. Biz bi kere izledik gerçi, eh anladıkta az çok ama özetleyecek kadar anladığımı söyleyemicim Sadece şunu söyleyebilirim ki ilk üçü izlemeyen bu bölümden vahşi ölümler ve kan dışında pek bir şey anlayamaz. 5.bölümü izleyen de 4.bölümün sonundan pek tat alamaz bknz-> BEN Bu bölümde bay Testere’nin neden kafayı yiyip sapıttığını ve başından beri ona yardım ve yataklık eden iş ortağını da öğreniyorsunuz ki filmin bence en merak giderici kısmı o sahnelerde gizliydi. Do you want to play a game!! Huhuahahah