hayatı güzelleştiren unsurlar

hayatı güzelleştiren unsurlarhayatı güzelleştiren unsurlardan biri de sevgi ve aşkın her iki taraftan hissedilmesinin getirdiği güzel duygudur. dıştan seviyor görünse de içten içe sizi sevmeyen, hiç bir şeyinizi beğenmeyen, hakaret eden, ailesinin bir türlü kabullenemediği, sadakatsiz olan ve aşkınıza karşılık vermeyenlerin, kısacası karşılıksız aşkın peşinde koşmak yerine size gerçekten değer veren ve sizi gerçekten sevebilen birinin yanında olun. bile bile lades demeyin. size tavsiyem; size değer vermediğini, sizi gerçekten önemsemediğini gördüğünüz birinden aslandan kaçar gibi kaçın. aşık olsanız onu deli gibi sevseniz bile bunu yapın. kazanan siz olursunuz. bir insanın hele de bir kadının kendine değer veren ve hislerini önemseyen, onu kırmayan ve incitmeyen, centilmen bir erkek bulması demek, beyaz atlı prensini bulmasıyla eşdeğerde. hastalıklı bir ilişki karşılıksız sevgi ve aşkın olduğu ilişkidir. bir taraf sefa sürerken, diğer taraf cefa çeker. sevgi ve aşk karşılıklı olunca hayat bambaşka güzel oluyor..

Koşun Koşun Çilekli Süt Aptalmış Şapşalmış

Hadi hep beraber gülelim bakın bugün ne oldu? Şapşal ve aptal olduğumu bir kez daha anladım. Bir tanıdığımın arkadaşı evlenmeden önce Allah, peygamber kelimelerini ağzından düşürmeyen eşinin evlendikten sonra nasıl U dönüşü yaparak 180 derece döndüğünü (daha doğrusu özüne döndüğünü) anlatmış. Biri de evlendiğinde ilk zamanlar eşinin başörtülü olmasına rağmen etek ve gömlek giyerek sokağa çıkan ablasına ağza alınmayacak laflar ederken bir iki yıl sonra kendisi mini etekli, dekolteli, saçı ve yüzü tonlarca boyayla kaplı bi kadınla onu aldatmış. Ve zina yapan kendisi olmasına rağmen başörtülüler için “başı açıklardan daha orospu bunlar” demeye başlamış (körle yata yata şaşı olmuş!)

“Bunda ne var neresi komik bunların?” diyeceksiniz di mi? Komik olan benim arkadaşlar. Hani blog’uma gelip benim ağlanacak halime gülenler ve hatta sevinenler var ya bu post onlar için. Benim yine ağlanacak bir halimi size yazayım da gülün. Bütün bunları ben de yaşadım. Benim hassas noktalarımdan biri “İSLAM” dinidir. Beni bu noktamdan vurup (beni kandırıp) benimleyken benim örtünmemi, hareketlerimi, namus anlayışımı bile beğenmeyen “insancık-lar”, benden ayrıldıktan sonra ne hikmetse mini etekli, meme ucuna kadar dekolteli, facebook’ta şuh pozlar verecek kadar verici kaşarlardan kendini alamaz olmuş. Bu durumda sanırım bir sonuç çıkıyor: bu kişi-ler ya kimliği oturmamış ayarsız karaktersiz kişi-ler, ya da İslam’ı sadece birilerini etkilemek ve/veya bir takım yerlere gelebilmek adına ağzına alan şerefsiz-ler. Sizce nedir böyle yapan-lar? Ve bu yapılırken amaç nedir? Yorumlarınızı bekliyorum…

Bihter Öğk Kaka Ya Peki Behlül?

Ya şimdi benim anlamadığım ne biliyor musunuz? Bu Bihter “Fatmagül’ün suçu ne?” adlı dizide yine karşımızda ya, (yani Beren Saat) şimdi bazı arkadaşlar diyor ki: “ıyy o kadından tiksiniyorum, iğrenç mahluk ööğkk, onun filmlerini asla izlemem” bıdı bıdı vik vik filan. Bunu söylemelerinin nedeni de Aşk-ı Memnu dizisinde ve oynadığı bazı sinema filmlerindeki ofsayt sahneleri. Tamam anlıyorum bu vatandaşları hak da veriyorum zaten doğrusunu söylemek gerekirse. Ama peki ya aynı vatandaşların Kıvanç Tatlıtuğ’u gördüklerinde ağızlarından salyalar aka aka iç geçire geçire hayranlıkla ve büyük bir “iştahla” izlemelerine ne dersiniz? Diğeri midelerini kaldırıyor ama Kıvanç (nam-ı diğer Behlül) o kadar temiz ki iştah açıyor (…) Ben O’nu merak ediyorum. E arkadaş madem sen sevişen elemandan tiksiniyorsun, bu Behlül sütten çıkmış ak kaşık mı? Dizilerinde/filmlerinde ofsayt pozisyondan geçilmiyor. Haaa ama kadın yapınca iğrenç erkek yapınca elinin kiri mi? Asıl siz iğrençsiniz yaa bu ne menem SALAK bi mentalitedir hala çözemedim. İRONİK.