taksim starbucksta isviçreli zeynebimle buluştuk

isviçreli zeynebimi daha önce tanıtmıştım a cup of relax isimli relax blog’un sanatçı ruhlu sahibesidir kendileri. aynı zamanda mektup arkadaşıyız da denebilir 🙂 isviçreden ist.a bir haftalığına geleceğini söylemişti geçen ay. nihayet geçen hafta buluştuk. taksim starbucks oteline yakın olduğu için orayı uygun bulduk. kız kardeşiyle de tanıştık. o da benim ablamla tanıştı. tanışmayı en çok istediğim blogger’lardan biriydi o yüzden o gün çabucak geçti. inanılmaz eğlendik, güldük, sohbet ettik. eşi izin verseydi taksimi de bi turlayabilseydik güzel olacaktı ama olsun buna da şükür niohoho uzun zamandır arkadaş sohbetinden yoksun biri olarak bu arkadaş buluşması bana çok iyi geldi. fotoğraf çekmek için ortam müsait değildi pek foto çekemedik ama seçtiğim bi fotoyu da ekliyorum. zeynebin canonu gibi bi canonumuz yok ki ne yapalım telefonla da ancak bu kadar net oluyor loşlukta niohoho fotoğraftakiler soldan sağa zeynebim, kardeşi, ablam ve ben.

Zeynebime Teşekkür

A Cup Of relax blog’unun sahibesi Zeynep’ciğim bugün beni çok mutlu etti. Face’de duvarında teşekkürlerimi paylaştım ancak hızımı alamadım çünkü öylesine şaşırtıcı bir jestti ki benim için hiç beklemediğim bir anda olması beni çok duygulandırdı. İsviçre’den daha önce gönderdiği paketin adresime ulaşmaması nedeniyle tekrar paket şeklinde gönderi yapmamasını söylemiştim (aynı durumu MoonSun’la da yaşamıştım, sağolsun Miami’den bana defalarca paket gönderdi ancak ikisi hariç hiçbiri bana ulaşmadı, sanırım ya gümrükte takılıyor ya da biri çalıyor bana ulaşamadan 🙁 ) bu nedenle O’ndan paket beklemiyordum ancak paketin üzerinde DENİZLİ ve İZMİR adresi görünce bu kadından korkulur vesselam dedim niohoho

Hiç söylemiyorsun da TR’den göndereceğim filan diye ❗ Ajandayı iyi düşünmüşsün 2011 ajandası almamıştım henüz, çok işime yarayacak, İsviçre fotoğrafları da bir harika. Ayrıca çikolatalara ise yapacak yorum bulamıyorum şahane hepsi de. Cadı şapkalı karga kalem ise en çok sevdiğim hediye oldu paketten 😀 Hemen masamın baş köşesine yerleştirdim.

kitty ayrıntısı için de ayrıca teşekkürler 😉

Allah senin gibi moral deposu cancağızları başımdan eksik etmesin. Bu jesti neden yaptığını az çok anlıyorum. Seviyorum seni ve senin ince düşüncelerini. ddk3 :çiçek:

Çilekli Süt İftiharla Sunar: Okuyucularımdan E-Postalar Köşesi :))

Yorumlarım kapalı olduğundan bu duruma içerleyen okuyucularımdan biri de İsviçre güzeli  Zeynep :)) Bu duruma sevimli bir dur demek için artık e-posta kutuma gelen uzun ve fikirsel yorumları sizlerle paylaşmaya karar verdim.

Okuyucularımdan” köşesinde sizden gelen e-postaları paylaşmayı düşünüyorum :)) 01.10.2009 tarihini bir milat kabul ederek Zeynep ile köşemizin açılışını yapıyorum :)) Kendisine süpriz olacak eminim ama umarım e-postasını ondan habersiz paylaştığım için bana kızmaz

Hem bu köşe sayesinde belki yorumları kapattığımdan dolayı cadı kısmısından aldığım tepkiler birazcık olsun yumuşar

Blog’umu takip eden bayanlar e-postalarınızı bekliyorum. -yayınlanmasını istemediğiniz e-postalar yayınlanmayacaktır, hani derdini paylaşıp omzumda ağlamak isteyenler olursa şşşt aramızda kalıcak söz

İşte Zeynep’in bana attığı e-posta…

Açıkçası bu yorumlara kapalı olma durumuna gıcık oluyorum=) Hani fena mı olur yazdıklarına iki fikir beyan etsek:) Neyse, bu senin kararın saygı duyuyorum tabiki de.

Şu çocuk kaçırılma olayları beni de çok derinden etkiliyor. Organ mafyası olsun, sapık olsun, aklıma geldikçe tüylerim diken diken oluyor ve o kaçıran insanlara (insan denmez gerçi onlara, havyanlar bile yapmaz onların yaptığını) en ağır ceza – artık işkence mi olur, diri diri mezara gömmek mi olur, derisini yüzmek mi olur, “bir yerlerini” kökünden kesip ağızlarına sokmak mı olur, ömür boyu hapis mi olur – onu bilemiyorum ama zaten adaletin olmadığı bu dünyada bizler birşey yapamıyoruz malesef, ancak ve ancak çocuklarımıza dediğin gibi dikkatli olmalarını söyleyebiliriz, o içlerine şeytan girmiş ahlaksızlar olduğu sürece huzur yok bizlere. Allah’a havale ediyorum, dediğin gibi Allah’ın laneti üzerlerine olsun.

Bizim çok yakından tanıdığımız zihinsel özürlü bir kardeşimiz de (32 yaşında, Hilmi Onaç, belki duymuşsundur) bundan 2, 3 ay önce Denizli (Acıpayam) civarlarında kayboldu. Haftalardır, aylardır ne ölüsü ne de dirisi bulundu. Hepimizin en büyük korkusu yine şu lanet olası organ mafyası. Aradan bu kadar zaman geçti, kimse birşey yapamıyor. Artık ne oldu onu da bilmiyoruz. Allah o kardeşimin de yar ve yardımcısı olur inşallah. Onun kaybolma sebebinin ailesinin ihmalkârlığı olduğunu düşünüyorum. Böyle aileler de var ne yazıkki, ya bunlara ne demeli? Aklıma geldikçe ve böyle olayları duydukça çok üzülüyorum.

Sevgiler ve selamlar İsviçre’den.
A cup of Relax Zeynep;)